FOSFOR (P) 
Fosfor, hücre çekirdeğinin esasını teşkil eden temel besin maddesidir. Bitkinin gelişmesini, çiçeklenmesini, meyvenin olgunlaşmasını, ürün kalitesinin iyileşmesini sağlar. Kuvvetli bir kök sistemini oluşturur. Kuvvetli kök sistemi, bitkinin topraktan besin maddeleri alımını kolaylaştırır. Ayrıca çiçek oluşumu için gereklidir. Bitkileri yeşil aksamdan çiçeklenme aşamasına geçirir. Meyve kalitesini artırır.
Fosfor,

  • Bitkide enerji depolanmasını sağlar. Şeker ve nişasta gibi maddelerin oluşumunda etkisi olur.
  • Bitkilerde yeni hücrelerin oluşması, dokuların büyümesi ve bitki bünyesindeki bazı organik bileşiklerin oluşumunda rol  oynamaktadır.
  • Tohum oluşumu için çok önemlidir ve tohumlar fosforun depolandığı yerlerden biridir. Ayrıca erken olgunluk ve bitkilerin  hastalıklara karşı direnci açısından da oldukça önemlidir.
  • Saçak kök oluşumunu sağlar, tohumların çimlenmesinde etkilidir.
  • Toprakların fosfor düzeyi farklı seviyelerdedir ancak bunun çok az bir kısmı bitkiler tarafından alınabilir formdadır. Özellikle topraktaki kil tipi ve miktarına bağlı olarak fosforun önemli bir kısmı toprak tarafından tutulur ve olgunlaşmayı hızlandırır.
  • Topraktaki magnezyum noksanlığı bitkinin fosfor alımının azalmasına ve böylece bitkinin topraktaki fosfordan gereği  gibi  faydalanmamasına neden olur.

Fosfor Eksikliği 
Eksiklik durumunda bitki türüne ve eksiklik oranına bağlı olarak farklı belirtiler görülse de genel olarak; özellikle yaşlı yapraklarda sararma, kalın ve dik yaprak görünümü, bodur büyüme, mavimsi yeşil veya mor renk oluşumu tipiktir. Meyve tutumu zayıftır ve olgunlaşma erkendir. Öte yandan çoğu kez meyvelerde şekil bozukluğu, koyu kırmızı, mor renk ve çatlaklık görülür. Daha çok yaprakların ortasında veya ana damarlar arasında olmak üzere koyu yeşilden mora kadar değişen renklenme görülür. Yapraklar normalden daha küçüktür ve yaprak sapı ile dal arasında dar açı vardır. Sonunda yapraklar açık yeşile veya sarıya dönerler ve erken koparlar.

  • Fosfor zor alınan bir elementtir. Bitkinin çiçeklenmesinden önce verilmelidir.
  • Uygulamada Fosfor ile Magnezyum arasında doğru orantılı bir teşvik-uyarılma gözlenmektedir. Yani Fosfor fazla ise Magnezyum alımı da artmakta, Magnezyum alımının artması da fosfor alımını artırmaktadır. Ortamda birinin azlığı diğerinin de alımını azaltmaktadır.
  •  Fosfor, bitkide iyi bir kök gelişimi ve kol bitkisi verimi için önemlidir. Fosforun toprakta hareketi çok düşük olup suda çözünümü yavaş olduğu için toprağa karıştırılması şarttır. Fosfor alımı en iyi nötr (pH=6.5) de gerçekleşmektedir.
  • Fosfor noksanlığında bitkide görülen bazı belirtiler, azot noksanlığından kaynaklananlara benzer. Gerçekten de fosfor noksanlığı da daha çok bitkinin gelişmesinin ilk periyodunda ortaya çıkar ve  bitkide gelişmenin çok zayıflamasına sebep olur. Yalnız fosfor noksanlığı azottan farklı olarak bitkinin toprak üstü kadar  kök sistemi üzerine de önemli bir etki yapmakta ve gerek kök oluşumunu ve gerekse kök gelişmesini çok zayıflatmaktadır. Bu yüzden fosfor noksanlığından en çok kök bitkileri zarar görürler.
  • Fosfor noksanlığı meyve üzerinde azot noksanlığından farklı bir etki yapar. Fosfor noksanlığına maruz kalan meyvelerin zemin renkleri yeşil, meyveler fazla etli, meyve eti de yumuşaktır. Ayrıca böyle meyvelerin asit kapsamı yüksek ve saklanma özellikleri de iyi değildir. Bu yüzden fosfor noksanlığı ürün miktarı kadar ürün kalitesini de çok düşürmektedir.
  • Bitkide yaprakların başlangıçta koyu yeşil bir renkte olmalarının sebebi, fosfor noksanlığında bitkinin bünyesine normale  oranla daha fazla miktarda azot alması ve bu fazla azotun bünyede toplanmasıdır. Daha sonra yapraklarda kırmızımsı  mor rengin meydana gelmesi ise, bünyedeki şeker birikimi ile ilgilidir. Çünkü fosfor noksanlığında bitki bünyesindeki şekerler nişasta ve seliloza dönüşmeyip bünyede yığılırlar ve böylece bitkideki şeker konsantrasyonu anormal derecede yükselir. Şeker konsantrasyonunun anormal yükselmesi ise yapraklarda aynı şekilde antosiyan renk  maddesi miktarının da yükselmesine ve böylece yapraklarda kırmızımsı mor bir rengin oluşumuna neden olur.
  • Bitkilerde fosfor noksanlığı, uygun olmayan iklim faktörlerinin  etkisiyle de ortaya çıkabilir. Gerçekten de havaların yağışlı ve serin gittiği zamanlarda,  toprakta oldukça fazla miktarda  alınabilir fosforun bulunmasına karşılık, bitkilerde fosfor noksanlığı görülebilir. Bunun sebebi ise bu şartlarda bitkide kök oluşumunun normale oranla çok yavaş olması ve  köklerin topraktaki fosforla gerekli teması sağlayamamasıdır. Bu yüzden hava şartlarının uygunlaşmasıyla köklerde yeniden hızlı bir gelişme olur ve fosfor noksanlığı da ortadan kalkar. Yalnız bu arada her ne kadar fosfor noksanlığına  ait  problem çözülmüş olsa da, bunun etkisiyle bitkinin gelişmesi normale göre daha zayıf ve elde edilen mahsül miktarı  da kısmen daha düşüktür.
  • Fosfor eksikliği elma, armut gibi ağaçlarda, hububat ve otsu bitkilerde olduğu gibi çok yaygın değildir.

Fosfor Fazlalığı

Demir (Fe), çinko (Zn) ve bakır (Cu)’ın alımını engellediğinden, dolaylı olarak bitkiye zarar verir. Fosforlu gübreler verilmeden önce toprağın fosfor seviyesi toprak analizleri ile belirlenmelidir.

-Fosfor meyve verimini artırmakta, ancak aşırı fosfor gübrelemesinde ise verim azalmaktadır. Sağlıklı bitki kökleri de beslenme ortamındaki fosforu önemli ölçüde tüketebilme yeteneğine sahiptir. Bitki, ne kadar hızlı büyüyen bir tür ise  (erkenci patates, sebze türleri v.b.) topraktaki fosfat yoğunluğunun da o ölçüde fazla olması gerekir. Kök sistemi zayıf oluşan kültürler için de yüksek bir fosfat yoğunluğu gereklidir.
– Fosfor uygulanan topraklarda çinkonun, demir ve alüminyum oksitlerince bağlanması ve bitkinin gelişmesini artırması sonucu, bitkinin çinko konsantrasyonu kritik düzeyin altına düşerken, bitkide fosfor toksisitesi (zehirlenmesi) görülebilmektedir. Öte yandan bitkilerin çinko eksikliği gösterdiği durumlarda ortama fosfor katılması, bitkide fosfor toksisitesi gösterdiği gibi, çinko eksikliğinin de şiddetini artırmaktadır.

Fosfor Gübrelemesi 
Fosfor gübrelemesinde dikkat edilmesi gereken hususların başında topraktaki kullanılabilir fosfor seviyesinin artırılması gelir. Bunun için kullanılacak gübre çeşit ve miktarı kadar uygulama yöntem ve zamanı da önem taşımaktadır. Gübrenin toprakla temas yüzeyinin artması ve temas süresinin uzaması toprakta fosfor fiksasyonunun artmasına yol açacağından, fosforlu gübrelerin mümkün olduğunca bitkinin alacağı dönemde verilmesi gerekir. Öte yandan fosfor, toprakta hareketsiz olduğundan gübrenin bitki kök bölgesine yakın verilmesi gübrelemenin etkinliğini artırmaktadır. Ayrıca gübre verilirken kesinlikle serpilerek dağıtılmamalı, taç izdüşümüne veya banda açılan çukurlara toplu olarak verilmelidir.

Fosfor Fiksasyonu
Toprakta ve suda çözülebilir formda bulunan bitki besin maddelerinin, toprağın organik ve inorganik bileşenleriyle reaksiyona girerek suda çözülemez ( bitki tarafından alınamaz ) formlara dönüşmesine  “Fiksasyon” denir. Topraklara verilecek fosforlu gübrelerin miktarları belirlenirken toprağın fosfor fiksasyon kapasitesi düşünülmelidir. Çünkü, özdeş iki toprak düşünülürse; bunlardan fosfor fiksasyon kapasitesi daha yüksek olan toprağa daha fazla fosforlu gübre verilmelidir. Yapılan araştırmalar, bitkilerin toprağa verilen fosforlu gübrelerin ilk yıl % 10-30 ‘undan yararlandıklarını göstermiştir. Kalan fosfor ise toprak öğeleri tarafından fikse edilerek bitkiye yarayışsız duruma geçmektedir.

  •  Asitli topraklarda Fe (demir),Mn (mangan) ve Al (aluminyum)  iyonları (maddeleri) serbest halde bulunmaktadır.  Bu  iyonlar  toprağa verilen fosfat iyonlarıyla birleşerek suda çözünürlükleri çok düşük olan Fe (demir) ve   Al (aluminyum)  Hidroksifosfat bileşikleri halinde çökerler. Böylece fosfor alınamaz hale gelir.
  • Asidik (pH derecesi 4.5-6.0 arasında) iken kil  mineralleri  fosfor fiksasyonunda  önemli rol oynar ve fosforun       alınmasını    engeller. Toprakta kil miktarı arttıkça fiske edilen fosfor miktarı da artmaktadır. Bu  durum yüzey genişliği ile ilgilidir.
  • Kireçli alkalin (pH değeri 7.5 ‘dan fazla olan) topraklarda kalsiyum ile doymuş kil mineralleri, fosforu, Ca(kalsiyum) köprüsü ile bağlamak suretiyle alınabilirliğini sınırlandırır.
  • Toprak ile toprağa verilen fosforlu gübre arasında değinim yani tepkime süresi arttıkça daha fazla  fosfor fikse edilmektedir. Fosfor fiksasyonu 4-6 gün sonunda maksimum düzeye ulaşmaktadır.
  • Bitkilerin fosforlu gübrelerden en iyi yararlandıkları pH dereceleri 6.5-7.0 (nötr seviyesi) arasındadır. Bu sınırın altında ve üstünde  fosfor şiddetle ve farklı mekanizmalar halinde fikse edilmektedir. pH 8.5’in        üzerine çıkınca fosfor fiksasyonu azalır. Çünkü pH 8.5’in üzerinde Na (sodyum) iyonları etkilidir.  Bunlar, fosfor ile birleşerek suda çözünebilen Na3PO4    bileşiğini oluştururlar. Ancak pH 8.5’in  üzerinde bitki gelişimi yavaşlar. Çünkü toprak tuzlu ya da alkalidir.
  • Toprak Sıcaklığı kimyasal tepkimelerin hızını artırır. Bu nedenle sıcak iklimlerde fiksasyon daha yüksektir.
  • Toprakta organik maddenin artmasıyla fikse edilen fosfor miktarı azalmaktadır. Çünkü organik maddenin toprakta  ayrışmasıyla CO2(karbon dioksit) gazı açığa çıkar. Bu gaz suda çözünerek H2CO3 (karbonik asit) oluşturur.   Karbonik asit de fosforlu bileşkelerin çözünürlüğünü arttırır ve bitkilerin fosfordan daha iyi yararlanmalarını sağlar. Ayrıca  toprakta  oluşan humus da fosforun bitkiye alınabilirliğini arttırır.

Fosfor fiskasyonu minimum düzeye indirmek için alınacak önlemler şöyle özetlenebilir:

  • Fosforlu gübreler toprağa banda verilmelidir. Çünkü bu şekilde toprakla gübrenin değinim yüzeyi azaltılmış olur.
    Fosforlu  gübreler toprak yüzeyine serpme yöntemiyle verilirse tepkime süresi artacağı için fikse edilen fosfor miktarı da  artar.
  • Toz yerine granül gübreler kullanılmalıdır. Granül gübreler, toz halindeki gübrelere oranla toprakla daha az temas  ederler.
  •  Toprağın organik madde kapsamı ahır gübresi veya yeşil gübreleme ile arttırılmalıdır.
  •  Fosforlu gübreler toprağa tohum ekimi sırasında verilmelidir. Önceden verilmesi halinde tepkime süresi  artacağı için fiksasyon da artar.
  •  Asit tepkimeli topraklarda kireçleme; alkalin reaksiyonlu topraklarda ise kükürtleme yapılarak pH 6.5-7.5  sınırlarına getirilmelidir.

Fosfor İçerikli Gübreler: TSP (triple süper fosfat), NSP (süper fosfat )