>
GÜBRE VE GÜBRELEME Tarımsal üretimde temel hedef, mümkün olan en yüksek verim ve kaliteyi sağlamaktır. Bu nedenle, tarımsal girdilerin seçimine ve kullanımına özen göstermek gerekir. Tarımsal üretimi artırmak için alınması gerekli olan tedbirler, sırası ile;
Gübre, tarımsal üretim için gerekli temel besin maddelerinin kimyasal veya fiziksel ortamlarda, toprağın veya bitkinin kullanımına hazır hale getirilmesidir. Bu yönüyle gübre, tarımda temel girdilerden biridir. Birim alandan daha çok ürün alınmasında etkili olan bu önlemler içerisinde gübrelemenin rolü başta gelmektedir. Bu nedenle gübrelemede önemli nokta, toprakta eksik olan bitki besin maddesinin cinsi ve miktarını tespit ederek, gübrelemenin zamanında ve usulüne uygun olarak yapılmasını sağlamaktır. Bitkiler toprağa bağlı canlılardır. Hayatlarını sürdürebilmeleri, bulundukları toprakta yeteri kadar besini temin etmelerine bağlıdır. Bitkiler gelişmeleri için ihtiyaç duydukları bitki besin maddelerini topraktan kökleri aracılığıyla alırlar. Bu besin maddeleri çoğunlukla tarım topraklarında az veya çok bulunmaktadır. Fakat bu maddelerin miktarları her zaman bitkinin ihtiyaç duyduğu seviyede bulunamayabilmektedir. Üzerinde bitki yetiştirilen topraklar zamanla ihtiyaç duyulan besin maddeleri yönünden fakirleşir. Eğer toprakta bitkinin gelişmesine ve verimine yetecek miktarda bitki besin maddesi yoksa, bu maddeler bitkiye harici olarak verilerek eksiklik giderilir. Bitki besin maddelerinden üç tanesi en çok kullanılanı ve en önemlileridir : Azot (N), Fosfor (P) ve Potasyum (K)’dur. Bu maddelerin noksanlığı gelişmeyi durduracağı gibi, toprakta fazla miktarda bulunması da zehir (toksit) etkisi yaparak verimi düşürecektir. Bir diğer önemli husus da, bu maddelerin birisinin diğerinin üzerine etki yaparak, bitkilerce faydalanmasını kolaylaştırmasıdır. O halde bu maddelerin toprakta bulunmaları yetmeyecek, aynı zamanda belli oranlarda ve hepsinin yeteri ölçüde yan yana, bir arada bulunmaları zorunlu olacaktır. Gübrelerin toprağa verilme zamanları, toprağa, iklime ve yetiştirilen bitkiye bağlı olarak değişir. Toprak, sahip olduğu fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri ile gübrenin uygulama zamanını önemli ölçüde etkiler. Esas olan, tohumun çimlenmesi esnasında köklerin hemen yanı başında, yeterli miktarda bitki besin maddesinin bulunmasıdır. Gübrenin bitkiye veya toprağa ne kadar ve ne zaman verileceğinin bilinmesinin yanında, hangi yöntemle verileceğinin de belirlenmesi gerekir. Gübrenin toprağa veriliş yönteminin seçiminde;
Ayrıca gübrelemede, gübrenin uygulama yöntemini belirlerken gösterilecek dikkat, fazla veya az gübre kullanımının neden olacağı ekonomik kayıpları, bitki gelişiminde istenen başarıyı sağlamamayı ve toprağın kirlenmesini engelleyecektir. Toprağa verilecek gübre miktarını belirlemek için; ekimden 1,5 – 2 ay kadar önce toprak analizi yaptırmak gerekir. Toprak analizi İl & İlçe Tarım Müdürlükleri’nde ücretsiz olarak yapılmaktadır. Gübrelemede dikkat edilmesi gereken bazı hususlar
Türkiye Topraklarının Kireç Durumu Toprağın bileşiminde bulunan Ca(kalsiyum) ve Mg (magnezyum) elementleri yağışların veya sulu tarım yapılan arazilerde sulama suyunun etkisi ile yıkanarak alt katmanlara taşınmakta ve yerlerini Hidrojen iyonları almaktadır. Bu durum toprak reaksiyonunun asit karakter kazanmasına neden olmaktadır. Bitki beslenmesi için en uygun pH aralığı 6.5 - 7.5’dur. Bu sınırın aşağısında topraklar asit karakter; yukarısında ise alkali (bazik) karakter kazanmaktadır. Her iki halde de bitki beslenmesi güçleşir, kalite ve verim düşer. Toprak asitliğini gidermek için toprağa kireç, alkaliliği gidermek için ise kükürt ilave etmek gerekir. Genel anlamda kireçleme, toprağın fiziksel özelliklerini geliştirmek, mikroorganizmaların yaşam koşullarını iyileştirmek ve toprak reaksiyonunu nötr duruma getirerek bitki besin elementlerinin bitkiye yararlı hale gelmesini sağlamak amacıyla toprağa Ca ve Mg içeren bileşiklerin verilmesi işlemidir. Asit reaksiyonlu topraklarda kil minerallerinin parçalanması sonucunda serbest hale geçen Al ve Mn iyonları bitkiye oksit etki yaptıkları gibi, bitki besin elementlerinin bitki tarafından alınmasını engeller. Kireçleme ile toprak kolloidlerine(yüzey, parçacık) bağlı Al(aluminyum), Mn(manganez) ve H(hidrojen) iyonları, Ca ve Mg ile yer değiştirirler. Böylece toprak reaksiyonu yükselir ve Al ile Mn iyonları hidroksit bileşikleri halinde çökerek bitkiye zararsız hale geçerler . Türkiye topraklarının %72 'si kireç bakımından zengindir. Karadeniz ve Marmara bölgeleri dışında yeterli ve hatta yüksek miktarda kireç bulunmaktadır. Marmara ve Karadeniz bölgelerinde ise fazla yağış yüzünden Ca ve Mg yıkanmakta ve topraklar gün geçtikçe asit karakter kazanmaktadır. Bu yüzden bu tip topraklarda dolgu maddesi olarak Kalsiyum kullanılan CAN %26 gübresinin kullanımı uygundur. Ayrıca CAN %26 gübresi sert olması nedeniyle ancak sürekli yağış olan bölgelerde eriyebilmektedir. Diğer bölgelerde ise azotlu gübre olarak, CAN %26 yerine AN %33 gübresinin kullanımı daha uygundur. Zira topraktaki rutubet AN %33 gübresini eritmeye yeterli olmaktadır. Ancak diğer bölgelerimizde yer yer asit reaksiyonlu topraklara rastlanmaktadır. Toprakta Asit Durumu Bitkilerin besin maddelerini alabilmeleri toprağın reaksiyonuna ( asitlik veya alkalilik değerlerine) bağlıdır. Her element her pH derecesinde alınamaz. Dolayısıyla toprağın reaksiyonu bilinmiyorsa, verilen gübre belki de bitkinin hiç ihtiyaç duymadığı bir gübredir. Mesela, demir alımı, asit değerinin yüksek olduğunu; alkali değerin (pH değerinin 7.5'den fazla olması)yüksek olması demirin alınamadığını gösterir. Gerçekten de toprakta fazla kireç olunca bitkide demir eksikliği o derece açıktır ki, alışkın bir göz pH metre kullanmadan hemen bunu algılayabilir. Genel olarak bitkiler 6.5-7.5 pH sınırlarında en fazla besin alımını gerçekleştirir. Bu arada sulama suyunun pH sının da toprak pH sını etkilediğini unutmamak gerekmektedir. Yurdumuz topraklarında kalsiyum yeteri kadar vardır. Çünkü topraklarımızın çoğu kireçli topraklardır. Yağışların fazla olduğu yerlerdeki kireçsiz ana kısımdan oluşan topraklardaki kalsiyum ve magnezyum yağışlarla yıkanarak kaybolunca toprak asit karakter alır. Örneğin Türkiye’nin Doğu Karadeniz bölgesinde böyle asit karakterde topraklar vardır. Asitli topraklara kireç ilave edilerek asitlilik giderilir. Asitli toprakları kireçlemek; onlara yalnız bitki besin maddesi olarak kalsiyum ve magnezyum vermek değildir. Aynı zamanda, zararlı etkilerini azaltmaya, toprağın fiziksel özelliğini düzeltmeye ve mikrobiyolojik faaliyetin artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle asit reaksiyonlu topraklara gübrelemeden önce kireç verilerek reaksiyonları düzeltilmeli ve ondan sonra gübreleme yapılmalıdır. Kireçleme yalnız asit reaksiyonlu topraklarda ve bitkinin isteğine uygun olarak yapılmalıdır, alkali reaksiyonlu topraklarda kesinlikle kireç kullanılmamalıdır; bu tip topraklarda kükürt kullanılmalıdır. pH değerinin düşmesi ve toprağın asitleşmesi sonucu,
Azot Kaybı / Amonyak Uçması
Amonyak uçması ile Azot kayıplarını asgariye indirmek için iki yöntem vardır.
|
|||||||||||||||||||
|